Yaygın gelişimsel bozukluk, birden fazla bozukluğu içeren genel bir tanı grubu olup
erken çocukluk döneminde başlayan sosyal etkileşim, dil gelişimi ve davranış alanlarında yetersizliklere sahip olma durumudur. Davranış sorunları, yineleyici, sınırlı ilgi ve davranışları kapsamaktadır. Bu durumlar gelişimin birçok alanını etkileyerek kalıcı ve süreğen işlev bozukluklarına yol açarlar.  Bireylerin, var olan yeterliklerinin en üst düzeyde geliştirilerek sosyal yaşama etkin katılımının artırılmasının temel yolu eğitimdir.

Yaygın gelişimsel bozukluk, çocukların sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarının normalden farklı geliştiği bir grup nörolojik bozukluktur. Bu bozukluklar, otizm spektrum bozukluğu, Asperger sendromu, Rett sendromu, çocukluğun dezintegratif bozukluğu ve yaygın gelişimsel bozukluğun diğer formlarını içerir.

Bu bozukluklar genellikle erken çocukluk döneminde başlar ve belirtiler yaşa ve bireysel farklılıklara göre değişebilir. Örneğin, otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar genellikle sosyal etkileşimlerinde zorluk çekerler, duygusal ifadeleri anlamada güçlük yaşarlar ve tekrarlayıcı davranışlarda bulunurlar.

Bu bozukluklar için tedavi seçenekleri, çocuğun yaşına, semptomlarına ve diğer bireysel faktörlere bağlı olarak değişir. Bu tedaviler arasında davranış terapileri, dil terapileri, ilaçlar ve özel eğitim programları yer alabilir.

GB EĞİTİMİ

Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireylerde olduğu gibi yaygın gelişimsel bozukluğu (YGB) olan bireylerde de eğitim ve ev ortamları uygun şekilde yapılandırıldığında, işlevsel eğitim programları geliştirildiğinde, öğretim süreci bireysellik esasına göre hazırlandığında, bağımsız yaşam becerilerinin edinilmesi ve toplumsal entegrasyon bağlamında önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.

Yaygın gelişimsel bozukluk gösteren bireylerin, tanı aldıkları ilk andan itibaren destek eğitim programlarına alınarak gelişimlerinin desteklenmeleri gerekmektedir. Bireyin örgün eğitime dâhil olduktan sonra da düzeyine/tanısına uygun destek eğitim programlarına katılması, gelişiminin en üst düzeyde desteklenmesini sağlayacaktır.

Bireylerin, var olan yeterliklerinin en üst düzeyde geliştirilerek sosyal yaşama etkin
katılımının artırılmasının temel yolu eğitimdir. Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireylerde olduğu gibi yaygın gelişimsel bozukluğu (YGB) olan bireylerde de eğitim ve ev ortamları uygun şekilde yapılandırıldığında, işlevsel eğitim programları geliştirildiğinde, öğretim süreci bireysellik esasına göre hazırlandığında, bağımsız yaşam becerilerinin edinilmesi ve toplumsal entegrasyon bağlamında önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.
Bir not:
Otizm spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değildir, ancak
belirtileri bazı ruh hastalıklarını çağrıştırabilir. Yapılan bilimsel araştırmalar, otizm spektrum
bozukluğunun çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin sosyoekonomik özellikleriyle
ilişkisi olmadığını göstermiştir.

1980 öncesinde Amerikan Psikiyatri Birliğinin sınıflandırmasında yaygın gelişimsel bozukluklar çocukluk şizofrenisinin bir alt tipi olarak sınıflandırılmaktaydı. Amerikan Psikiyatri Birliği, 1994 yılında yaygın gelişimsel bozuklukları beş

Otizm

Otizm, yaşamın erken dönemlerinde başlayan ve yaşam boyu süren, sosyal ilişkiler, iletişim, davranış ve bilişsel gelişmede gecikme ve sapma gibi özellikler gösteren nöropsikiyatrik bir bozukluk olarak kabul edilmektedir.

Daha Fazla Bilgi

Rett Sendromu

Rett Sendromu (RS), dünyada çeşitli ırklarda ve etnik gruplarda, özellikle kız çocuklarında görülen nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu sendromun, erkeklerde de görülebileceği bilinmektedir, fakat erkeklerde görüldüğünde bu bebeklerde genellikle düşük, doğum anında ölüm veya anne karnında erken ölüm gibi durumlar ortaya çıkmaktadır.

Dezintegratif Bozukluk

Çocukluğun dezintegratif bozukluğu olan çocuklarda doğumdan itibaren en az iki yıl tamamen normal gelişim kaydedilir. Belirtiler sıklıkla 3-4 yaş arası görülmeye başlar. Bu tanıyı koyabilmek için belirtilerin 10 yaştan önce gelişmiş olması gerekir.

Asperger Sendromu

Asperger Sendromu’nda, tipik olarak otizmli bireylerde görülen sosyal ilişki ve iletişim sorunlarının yanı sıra sınırlı ilgi alanı görülür. Çok sınırlı konularda ve dar çerçeveli alanlarda derin bilgilere sahiplerdir, bu nedenle bu çocuklara “küçük profesör” yakıştırması yapılır.

Atipik Otizm

Atipik otizm, dil ve sosyal iletişimle ilgili sorunlar, dilin amaca yönelik kullanımındaki sorunlar, aşırı çekingenlik, aşırı utangaçlık, gündelik ve özel yaşamında belli ilkelere aşırı katı yaklaşım ve bağlılık gibi durumlarla ilişkili olarak göz önüne alınabilir.

YGB EĞİTİMİ

Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireylerde olduğu gibi yaygın gelişimsel bozukluğu (YGB) olan bireylerde de eğitim ve ev ortamları uygun şekilde yapılandırıldığında, işlevsel eğitim programları geliştirildiğinde, öğretim süreci bireysellik esasına göre hazırlandığında, bağımsız yaşam becerilerinin edinilmesi ve toplumsal entegrasyon bağlamında önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.

Yaygın gelişimsel bozukluk gösteren bireylerin, tanı aldıkları ilk andan itibaren destek eğitim programlarına alınarak gelişimlerinin desteklenmeleri gerekmektedir. Bireyin örgün eğitime dâhil olduktan sonra da düzeyine/tanısına uygun destek eğitim programlarına katılması, gelişiminin en üst düzeyde desteklenmesini sağlayacaktır.

Bireylerin, var olan yeterliklerinin en üst düzeyde geliştirilerek sosyal yaşama etkin
katılımının artırılmasının temel yolu eğitimdir. Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireylerde olduğu gibi yaygın gelişimsel bozukluğu (YGB) olan bireylerde de eğitim ve ev ortamları uygun şekilde yapılandırıldığında, işlevsel eğitim programları geliştirildiğinde, öğretim süreci bireysellik esasına göre hazırlandığında, bağımsız yaşam becerilerinin edinilmesi ve toplumsal entegrasyon bağlamında önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.
Bir not:
Otizm spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değildir, ancak
belirtileri bazı ruh hastalıklarını çağrıştırabilir. Yapılan bilimsel araştırmalar, otizm spektrum
bozukluğunun çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin sosyoekonomik özellikleriyle
ilişkisi olmadığını göstermiştir.

1980 öncesinde Amerikan Psikiyatri Birliğinin sınıflandırmasında yaygın gelişimsel bozukluklar çocukluk şizofrenisinin bir alt tipi olarak sınıflandırılmaktaydı. Amerikan Psikiyatri Birliği, 1994 yılında yaygın gelişimsel bozuklukları beş bozukluktan oluşan bir grup olarak sınıflandırmıştır: